nonsense
01
Saçmalık, Zırva
used to express disagreement, disbelief, or rejection of a statement, claim, or idea
Örnekler
Nonsense, It takes time and effort to build wealth.
Saçmalık, zenginlik oluşturmak zaman ve çaba gerektirir.
Nonsense, Dragons do n't exist.
Saçmalık, ejderhalar diye bir şey yok.
Nonsense
01
saçmalık, anlamsızlık
a message that seems to convey no meaning
02
değersiz süs eşyaları, ucuz süsler
ornamental objects of no great value
nonsense
01
saçma
lacking in logic, coherence, meaning, or rationality
Örnekler
His nonsense argument confused everyone.
Onun saçma argümanı herkesi şaşırttı.
She dismissed the nonsense theory immediately.
O, saçma teoriyi hemen reddetti.
