Attraction
01
çekim
a place, activity, etc. that is interesting and enjoyable to the public
Örnekler
The amusement park is a popular attraction for families.
Eğlence parkı, aileler için popüler bir çekim noktasıdır.
The museum 's new exhibit became the main attraction for visitors.
Müzenin yeni sergisi, ziyaretçiler için ana çekim noktası haline geldi.
02
çekim, çekim kuvveti
the force that draws one object towards another
Örnekler
The attraction between the magnets was strong enough to hold them together.
Mıknatıslar arasındaki çekim, onları bir arada tutacak kadar güçlüydü.
Gravity is the attraction that keeps us grounded on Earth.
Yerçekimi, bizi Dünya'da tutan çekim kuvvetidir.
03
çekim
a quality or feature of someone or something that evokes interest, liking, or desire in others
Örnekler
Her kindness was a major attraction for everyone who met her.
Nezaketi, onunla tanışan herkes için büyük bir çekicilik kaynağıydı.
The city 's main attraction is its beautiful historic architecture.
Şehrin ana çekiciliği, güzel tarihi mimarisidir.
04
çekicilik
a feeling of liking a person, particularly in a sexual way
Örnekler
She felt a strong attraction to her coworker.
İş arkadaşına karşı güçlü bir çekim hissetti.
Their mutual attraction was evident from the way they looked at each other.
Karşılıklı çekim birbirlerine bakışlarından belliydi.
05
çekim, yıldız
an entertainer who attracts large audiences
Leksikal Ağaç
attraction
attract
