musical
01
müzikal
relating to or containing music
Örnekler
He 's taking a musical theory class to enhance his songwriting skills.
Şarkı yazma becerilerini geliştirmek için bir müzik teorisi dersi alıyor.
His room is filled with musical equipment for recording his own songs.
Onun odası, kendi şarkılarını kaydetmek için müzikal ekipmanlarla doludur.
02
müzikal, müziğe yetenekli
having a natural ability or strong interest in music
Örnekler
She is a highly musical person, able to play several instruments by ear.
O, birkaç enstrümanı kulaktan çalabilen, oldukça müzikal bir insandır.
His musical ear allows him to recognize even the smallest nuances in a song.
Onun müzikal kulağı, bir şarkıdaki en küçük nüansları bile tanımasını sağlar.
03
müzikal, ahenkli
pleasant and harmonious to the ear
Örnekler
The musical quality of her voice made every song she sang sound enchanting.
Sesinin müzikal niteliği, söylediği her şarkıyı büyüleyici kılıyordu.
His laughter had a musical ring to it, brightening everyone ’s mood.
Onun kahkahasının müzikal bir tınısı vardı, herkesin ruh halini aydınlatan.
Musical
01
müzikal gösteri
any theatrical performance that combines singing, dancing, and acting to tell a story
Örnekler
The school is putting on a musical this spring, and I ca n't wait to see the students showcase their talents in singing, dancing, and acting.
Okul bu bahar bir müzikal sahneleyecek ve öğrencilerin şarkı söyleme, dans etme ve oyunculuk yeteneklerini sergilemelerini sabırsızlıkla bekliyorum.
" Hamilton " is a groundbreaking musical that tells the story of Alexander Hamilton through a unique blend of hip-hop and traditional show tunes.
Hamilton, hip-hop ve geleneksel şov şarkılarının eşsiz bir karışımıyla Alexander Hamilton'un hikayesini anlatan çığır açan bir müzikaldir.
Leksikal Ağaç
musicality
musically
musicalness
musical
music



























