to minimize
01
küçültmek, azaltmak
to reduce something to the lowest possible degree or amount, particularly something unpleasant
Transitive: to minimize sth
Örnekler
She tries to minimize stress by practicing mindfulness techniques.
O, farkındalık teknikleri uygulayarak stresi en aza indirmeye çalışıyor.
The team is currently working to minimize errors in the new software release.
Ekip şu anda yeni yazılım sürümündeki hataları en aza indirmek için çalışıyor.
02
küçümsemek, önemsiz göstermek
to represent or consider something as less significant or important than it truly is
Transitive: to minimize importance of something
Örnekler
The company attempted to minimize the environmental impact of its operations.
Şirket, operasyonlarının çevresel etkisini en aza indirmeye çalıştı.
The politician sought to minimize the scandal by emphasizing unrelated accomplishments during their tenure.
Politikacı, görev süresi boyunca ilgisiz başarıları vurgulayarak skandalı küçümsemeye çalıştı.
03
küçümsemek, önemsememek
to treat something or someone with disregard or lack of respect
Transitive: to minimize sth
Örnekler
The professor 's condescending attitude minimized the contributions of students during class discussions.
Profesörün küçümseyen tavrı, sınıf tartışmaları sırasında öğrencilerin katkılarını küçümsedi.
The politician 's campaign strategy aimed to minimize his opponent's credibility by spreading rumors.
Politikacının kampanya stratejisi, rakiplerinin itibarını küçümsemek için söylentiler yaymayı hedefliyordu.
Leksikal Ağaç
minimized
minimize
mini



























