marginally
01
biraz, marjinal olarak
to a very small or barely noticeable degree
Örnekler
The temperature was marginally warmer than usual.
Sıcaklık, alışılagelenden biraz daha sıcaktı.
Profits rose marginally compared to last quarter.
Kârlar, son çeyreğe kıyasla biraz arttı.
1.1
hafifçe, marjinal olarak
at a level that is just enough or barely satisfactory
Örnekler
She is marginally qualified for the position.
O, pozisyon için az da olsa nitelikli.
The patient was marginally stable after treatment.
Hasta, tedaviden sonra hafifçe stabildi.
02
marjinal olarak, kenarında
in the space at the edge or margin of a page
Örnekler
The manuscript was marginally annotated with handwritten notes.
El yazması, elle yazılmış notlarla hafifçe notlandırılmıştı.
Important points were marginally underlined in the text.
Önemli noktalar metinde hafifçe altı çizilmişti.
2.1
marjinal olarak, hafifçe
at or near the border or outer edge of something
Örnekler
The markings on the butterfly 's wings are marginally placed to confuse predators.
Kelebeğin kanatlarındaki işaretler, yırtıcıları şaşırtmak için kenarda yerleştirilmiştir.
The land is marginally adjacent to the nature reserve.
Arazi, doğa koruma alanına hafifçe bitişiktir.
Leksikal Ağaç
marginally
marginal
margin



























