Luminosity
01
parlaklık, ışık saçma
the quality or state of emitting light
Örnekler
The glow-in-the-dark stickers had a soft luminosity that made them visible in the dark.
Karanlıkta parlayan çıkartmalar, onları karanlıkta görünür kılan yumuşak bir parlaklığa sahipti.
The bioluminescent algae in the ocean created an ethereal luminosity as the waves crashed.
Okyanustaki biyolüminesan algler, dalgalar çarparken uhrevi bir parlaklık yarattı.
02
parlaklık, ışık yoğunluğu
brightness or intensity of light
Örnekler
The luminosity of the sunrise bathed the landscape in warm golden hues.
Gün doğumunun parlaklığı, manzarayı sıcak altın tonlara bürüdü.
The chandelier 's crystals added a touch of luminosity to the grand ballroom.
Avizenin kristalleri büyük balo salonuna bir dokunuş parlaklık ekledi.
Leksikal Ağaç
luminosity
luminous
lum



























