lucrative
01
kârlı
capable of producing a lot of profit or earning a great amount of money for someone
Örnekler
The real estate market in the city is highly lucrative for investors.
Şehirdeki emlak piyasası, yatırımcılar için oldukça kârlıdır.
She started a lucrative online business selling handmade jewelry.
O, el yapımı takılar satan kârlı bir çevrimiçi iş kurdu.
02
kârlı, cazip
(of a target) highly desirable to attack
Örnekler
Rebels avoided massing troops in open fields, knowing they 'd present lucrative targets for airstrikes.
Asiler, hava saldırıları için kârlı hedefler sunacaklarını bilerek, askerleri açık alanlarda toplamaktan kaçındılar.
The radar installation 's fixed location made it a lucrative target for cruise missiles.
Radar kurulumunun sabit konumu, onu seyir füzeleri için kârlı bir hedef haline getirdi.
Leksikal Ağaç
lucrativeness
lucrative
lucre



























