Lethargy
01
letarji, hareketsizlik
inactivity; showing an unusual lack of energy
1.1
rehavet
lack of enthusiasm or decreased interest in activities that were once enjoyable or exciting
Örnekler
The team 's recent string of losses resulted in a sense of lethargy among the players, dampening their enthusiasm for the game.
Takımın son yenilgi serisi, oyuncular arasında bir uyuşukluk hissine yol açtı ve oyuna olan heveslerini azalttı.
After facing multiple rejections, Jane 's confidence waned, and she began to experience a sense of lethargy in her pursuit of new career opportunities.
Çoklu reddedilmelerle karşılaştıktan sonra, Jane'in özgüveni azaldı ve yeni kariyer fırsatları peşinde koşarken bir uyuşukluk hissi yaşamaya başladı.
1.2
derin uyku
a state of unusual sleepiness or absence of alertness
Örnekler
After pulling an all-nighter, John felt a deep sense of lethargy and struggled to stay awake during his morning classes.
Bütün gece uyumadıktan sonra, John derin bir uyuşukluk hissetti ve sabah derslerinde uyanık kalmakta zorlandı.
Mark 's chronic insomnia resulted in persistent lethargy throughout the day, making it difficult for him to concentrate on his work.
Mark'ın kronik uykusuzluğu, gün boyunca sürekli bir letarji ile sonuçlandı ve işine konsantre olmasını zorlaştırdı.



























