legacy
le
ˈlɛ
le
ga
ge
cy
si
si
British pronunciation
/lˈɛɡəsi/

"legacy"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Legacy
01

miras

something left behind by a person after they die
example
Örnekler
She received a valuable painting as a legacy from her aunt's will.
Teyzesinin vasiyetinden miras olarak değerli bir tablo aldı.
After his passing, the writer 's unpublished manuscripts became a literary legacy that fascinated scholars and readers alike.
Vefatından sonra, yazarın yayınlanmamış el yazmaları, hem akademisyenleri hem de okuyucuları büyüleyen bir miras haline geldi.
02

miras, kalıt

a lasting result or effect from past actions or events, often influencing the present or future
example
Örnekler
The war left a legacy of destruction across the region.
Savaş, bölge genelinde bir miras yıkım bıraktı.
The company 's poor decisions resulted in a legacy of debt.
Şirketin kötü kararları, bir borç mirası ile sonuçlandı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store