jubilation
ju
ˌʤu
cu
bi
be
la
ˈleɪ
ley
tion
ʃən
şen
British pronunciation
/d‍ʒˌuːbɪlˈe‍ɪʃən/

"jubilation"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Jubilation
01

sevinç, coşku

a joyful celebration or festive occasion marking a happy event
jubilation definition and meaning
example
Örnekler
The victory parade was a national jubilation.
Zafer geçit töreni ulusal bir sevinç kutlamasıydı.
The town planned a weeklong jubilation for its anniversary.
Kasaba, yıldönümü için bir hafta süren bir jübile planladı.
02

sevinç, coşku

a feeling of great joy, triumph, or satisfaction
jubilation definition and meaning
example
Örnekler
She felt jubilation at passing the final exam.
Final sınavını geçtiğinde sevince kapıldı.
His face showed clear jubilation when he heard the news.
Haberleri duyduğunda yüzünde net bir sevinç ifadesi vardı.
03

sevinc, coşku

the act or sound of expressing great joy or triumph
example
Örnekler
Cries of jubilation erupted when the team won the match.
Takım maçı kazandığında sevinç çığlıkları patlak verdi.
The streets rang with jubilation after the announcement.
Sokaklar duyurudan sonra sevinç çığlıklarıyla çınlıyordu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store