Inlet
01
giriş, kanal
a narrow body of water between islands or leading inland from a larger body of water, often serving as a passageway or channel
Örnekler
The boat navigated through the narrow inlet to reach the hidden bay.
Tekne, gizli koya ulaşmak için dar geçit boyunca ilerledi.
The fishermen anchored their vessels in the calm waters of the inlet.
Balıkçılar gemilerini koyun sakin sularında demirledi.
02
giriş ağzı
a small opening that allows air, water, or other substances to flow into or out of a confined space or container
Örnekler
The air conditioning system in the car features an inlet for fresh air to enter the cabin and keep passengers comfortable.
Araçtaki klima sistemi, taze havanın kabine girmesi ve yolcuların rahat etmesi için bir giriş özelliğine sahiptir.
Engineers installed an inlet valve in the pipeline to regulate the flow of water into the reservoir during heavy rainfall.
Mühendisler, şiddetli yağışlar sırasında rezervuara su akışını düzenlemek için boru hattına bir giriş valfi taktılar.
Leksikal Ağaç
inlet
let
