independently
Örnekler
The committee functions independently, without interference from the board.
Komite, yönetim kurulunun müdahalesi olmadan bağımsız bir şekilde işlev görür.
Each region manages its resources independently to suit local needs.
Her bölge, yerel ihtiyaçlara uygun olarak kaynaklarını bağımsız bir şekilde yönetir.
1.1
bağımsız olarak, özerk bir şekilde
without assistance from others
Örnekler
Despite his condition, he lives independently and handles his own finances.
Durumuna rağmen, bağımsız bir şekilde yaşıyor ve kendi finanslarını yönetiyor.
Many students now study independently using online materials.
Birçok öğrenci artık çevrimiçi materyalleri kullanarak bağımsız olarak çalışıyor.
1.2
bağımsız olarak, tarafsız bir şekilde
in a neutral or impartial way, free of involvement in the matter
Örnekler
The claims were independently reviewed by external experts.
İddialar, harici uzmanlar tarafından bağımsız olarak incelendi.
The election results must be independently audited.
Seçim sonuçları bağımsız bir şekilde denetlenmelidir.
02
bağımsız olarak, ayrı ayrı
without connection or relation to something else
Örnekler
The two experiments were conducted independently, under different conditions.
İki deney, farklı koşullar altında bağımsız olarak yürütüldü.
Each branch made its policy decisions independently of the others.
Her dal, politik kararlarını diğerlerinden bağımsız olarak aldı.
Leksikal Ağaç
independently
independent
dependent
depend



























