in time
Pronunciation
/ɪn tˈaɪm/
British pronunciation
/ɪn tˈaɪm/

"in time"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

in time
01

zamanında, vaktinde

without being late or delayed
in time definition and meaning
example
Örnekler
Please ensure you arrive in time for the meeting.
Lütfen toplantıya zamanında geldiğinizden emin olun.
Submit your application in time to meet the deadline.
Son teslim tarihine uymak için başvurunuzu zamanında gönderin.
02

uygun zamanda

after a period of time
CollocationCollocation
example
Örnekler
With patience and dedication, you will succeed in time.
Sabır ve özveriyle, zamanla başarılı olacaksınız.
The flowers will bloom in time, just be patient.
Çiçekler zamanla açacak, sadece sabırlı ol.
03

ritimle, tempoyla

in synchronization with the required rhythm or tempo
example
Örnekler
The soldiers marched in time as they followed the drum's rhythm.
Askerler, davulun ritmini takip ederken zamanında yürüdüler.
The ballet dancers rehearsed tirelessly until they could perform in time with the music.
Bale dansçıları, müzikle zamanında performans sergileyebilene kadar durmaksızın prova yaptılar.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store