impressed
01
etkilenmiş
respecting or admiring a person or thing, particularly because of their excellent achievements or qualities
Örnekler
The impressed expression on her face showed her admiration for the talented musician.
Yüzündeki etkilenmiş ifade, yetenekli müzisyene olan hayranlığını gösteriyordu.
He gave an impressed nod after seeing the intricate details of the model.
Modelin karmaşık detaylarını gördükten sonra etkilenmiş bir şekilde başını salladı.
02
baskılı, kabartmalı
(of a mark) made by applying pressure, creating a visible or tactile design
Örnekler
The book cover had an impressed pattern of flowers.
Kitabın kapağında çiçeklerden oluşan baskılı bir desen vardı.
The coins were stamped with an impressed emblem.
Madeni paralar baskılı bir amblem ile damgalanmıştı.
03
uygulanan, etkilenmiş
referring to an electric current or voltage applied externally to a circuit or system
Örnekler
The technician checked the impressed voltage to ensure the circuit was functioning properly.
Teknisyen, devrenin düzgün çalıştığından emin olmak için uygulanan voltajı kontrol etti.
The experiment relied on an impressed current to activate the electrodes.
Deney, elektrotları etkinleştirmek için uygulanmış bir akıma dayanıyordu.
Leksikal Ağaç
unimpressed
impressed
impress



























