to hyperbolize
01
abartmak, mübalağa etmek
to exaggerate something for emphasis or to achieve a specific effect
Transitive: to hyperbolize sth
Örnekler
During the fishing trip, he tended to hyperbolize the size of the fish he caught, turning a regular catch into a legendary tale.
Balık tutma gezisinde, yakaladığı balıkların boyutunu abartma eğilimindeydi, sıradan bir yakalamayı efsanevi bir hikayeye dönüştürüyordu.
The comedian was known for his ability to hyperbolize everyday situations, making them hilariously absurd in his routines.
Komedyen, günlük durumları abartma yeteneğiyle tanınıyordu, onları rutinlerinde komik bir şekilde saçma hale getiriyordu.
Leksikal Ağaç
hyperbolize
hyperbole



























