Guest
01
misafir
someone who is invited to visit someone else's home or attend a social event
Örnekler
As a guest, it's important to respect the rules of your host.
Bir misafir olarak, ev sahibinizin kurallarına saygı göstermek önemlidir.
Every guest received a small gift at the end of the wedding ceremony.
Düğün töreninin sonunda her misafir küçük bir hediye aldı.
1.1
müşteri, misafir
a customer staying at a hotel or eating at a restaurant.
Örnekler
The hotel guest enjoyed the complimentary breakfast every morning.
Otel misafiri her sabah ücretsiz kahvaltının keyfini çıkardı.
The restaurant guest praised the chef for the delicious meal.
Restoranın misafiri, lezzetli yemek için şefi övdü.
1.2
konuk
a person, particularly of a well-known status, who has been asked to temporarily take part in a program, like a television show, concert, etc.
Örnekler
The famous actor was a guest on last night's chat show.
Ünlü aktör dün geceki talk show programına konuk oldu.
The concert featured a surprise guest who delighted the audience.
Konser, seyircileri memnun eden sürpriz bir konuk içeriyordu.
02
misafir, istemci
any computer that is connected to a network
Örnekler
Each guest on the network must adhere to the security protocols.
Ağdaki her misafir, güvenlik protokollerine uymalıdır.
The administrator added several new guests to the company's internal network.
Yönetici, şirketin dahili ağına birkaç yeni misafir ekledi.
