golden parachute
/ɡˈoʊldən pˈæɹəʃˌuːt/
/ɡˈəʊldən pˈaɹəʃˌuːt/
Golden parachute
01
çalışanın işten çıkarılması durumunda ödenmesi garanti edilen tazminat
a financial compensation that is offered to a top executive in the event that their employment is terminated
Idiom
Örnekler
As the company faces a potential merger, the executives are concerned about the future of their golden parachutes.
Şirket potansiyel bir birleşmeyle karşı karşıya kalırken, yöneticiler altın paraşütlerinin geleceği konusunda endişeli.
The CEO negotiated a golden parachute in her contract to ensure financial security if the company undergoes a takeover.
CEO, şirketin devralınması durumunda finansal güvence sağlamak için sözleşmesinde bir altın paraşüt müzakere etti.
