Friction
01
anlaşmazlık
absence of agreement or friendliness between people with different opinions
Örnekler
There was noticeable friction between the team members after the disagreement over the project's direction.
Projenin yönü hakkındaki anlaşmazlıktan sonra ekip üyeleri arasında belirgin bir sürtüşme vardı.
The new policies introduced by management caused friction among the employees.
Yönetim tarafından getirilen yeni politikalar, çalışanlar arasında sürtüşme yarattı.
02
sürtünme, friksiyon
the force or effort required to move one object over another while pressure is applied
Örnekler
Heavy furniture creates considerable friction when dragged across the floor.
The technician measured the friction between the metal plates.
Teknisyen, metal plakalar arasındaki sürtünmeyi ölçtü.
03
sürtünme
the resistance or opposing force encountered when one object moves in contact with another
Örnekler
Friction between the wheels and the road slows the car down.
Tekerlekler ile yol arasındaki sürtünme arabayı yavaşlatır.
The rope experienced friction as it slid through the metal loop.
İp metal halkadan kayarken sürtünme yaşadı.
Leksikal Ağaç
frictional
frictionless
friction
