Flip-flop
01
parmak arası terlik
a backless sandal, usually made of rubber or plastic, with a V-shaped strap between the big toe and the one next to it
Örnekler
She wore a pair of colorful flip-flops to the beach, enjoying the warm sand between her toes.
Plajda parmaklarının arasında sıcak kumu hissetmenin keyfini çıkarırken renkli bir çift parmak arası terlik giymişti.
After a long day at work, he loves to change into his flip-flops for ultimate comfort at home.
Uzun bir iş gününden sonra, evde en üst konfor için parmak arası terliklerini giymeyi sever.
02
geriye takla, ters takla
a backward somersault
03
flip-flop, kararsız devre
an electronic circuit that can assume either of two stable states
04
karar değişikliği, geri adım
a decision to reverse an earlier decision
to flip-flop
01
fikirleri bir anda değiştirmek
to change one's opinion, decision, or position back and forth repeatedly or suddenly
Örnekler
The politician tends to flip-flop on important issues depending on public opinion.
Politikacı, kamuoyuna bağlı olarak önemli konularda fikir değiştirmeye eğilimlidir.
She flip-flopped between wanting to stay home and going out with friends all evening.
O, bütün akşam evde kalmak istemekle arkadaşlarıyla dışarı çıkmak arasında kararsız kaldı.



























