Fellow
01
arkadaş, adam
a boy or man
02
arkadaş, dost
a friend who is frequently in the company of another
03
arkadaş, aşık
a man who is the lover of a man or woman
04
meslektaş, arkadaş
a person who is member of one's class or profession
05
adam, arkadaş
an informal form of address for a man
06
üye, meslektaş
an individual who has been elected or appointed to membership based on their achievements and contributions to the field
Örnekler
She was honored to be elected as a fellow of the Royal Society for her groundbreaking research in physics.
Fizik alanındaki çığır açan araştırmaları nedeniyle Royal Society'nin üyesi seçilmekten onur duydu.
As a fellow of the American Psychological Association, he regularly contributes to the advancement of psychological science.
American Psychological Association'ın bir üyesi olarak, psikolojik bilimin ilerlemesine düzenli olarak katkıda bulunur.
07
eş, arkadaş
one of a pair
fellow
01
üye
used to refer to someone who shares similarities with one such as job, interest, etc. or is in the same situation
Örnekler
As fellow members of the book club, they often gathered to discuss their favorite novels.
Kitap kulübünün üye arkadaşları olarak, sık sık bir araya gelip en sevdikleri romanları tartışırlardı.
The professor encouraged collaboration among fellow researchers to advance scientific knowledge.
Profesör, bilimsel bilgiyi ilerletmek için meslektaş araştırmacılar arasında işbirliğini teşvik etti.
Leksikal Ağaç
fellowship
fellow
