to fall behind
[phrase form: fall]
01
geri kalmak
to fail to keep up in work, studies, or performance
Intransitive
Transitive: to fall behind a competitor
Örnekler
The company fell behind its competitors in AI research
Şirket, yapay zeka araştırmalarında rakiplerinin gerisinde kaldı.
He began to fall behind in class after missing several lessons.
Birkaç dersi kaçırdıktan sonra sınıfta geride kalmaya başladı.
02
ödemelerde geri kalmak, borç biriktirmek
to owe money due to not paying when required
Intransitive
Örnekler
They 've fallen behind on their mortgage.
Mortgage ödemelerinde geri kaldılar.
I 'm starting to fall behind on credit card bills.
Kredi kartı faturalarında geride kalmaya başlıyorum.



























