exceptionally
01
alışılmadık biçimde
To an unusually high degree, in a way that is far above average or standard
Örnekler
She performed exceptionally well in the final exam.
Final sınavında olağanüstü iyi performans gösterdi.
The film was exceptionally directed and beautifully acted.
Film olağanüstü bir şekilde yönetilmiş ve güzelce oynanmıştı.
02
istisna olarak
in a way that is unusual or not typical
Örnekler
Exceptionally, the museum stayed open past midnight for the special event.
Olağanüstü bir şekilde, müze özel etkinlik için gece yarısından sonra açık kaldı.
The court ruled exceptionally in favor of a retrial.
Mahkeme, olağanüstü bir şekilde yeniden yargılama lehine karar verdi.
Leksikal Ağaç
exceptionally
exceptional
exception
except
