equivalent
01
eşdeğer
having the same meaning, quality, value, etc. as a different person or thing
Örnekler
Completing an online or correspondence course would serve as an equivalent requirement to the traditional classroom version.
Çevrimiçi veya yazışmalı bir kursu tamamlamak, geleneksel sınıf versiyonuna eşdeğer bir gereklilik olarak hizmet eder.
Electrical resistance and impedance are equivalent characteristics for certain kinds of circuits or electrical components.
Elektrik direnci ve empedans, belirli türdeki devreler veya elektrik bileşenleri için eşdeğer özelliklerdir.
02
eşdeğer
(of mathematical expressions or quantities) having the same value or function, even if they appear in different forms
Örnekler
The fractions 1/2 and 2/4 are equivalent because they represent the same value.
1/2 ve 2/4 kesirleri eşdeğerdir çünkü aynı değeri temsil ederler.
In set theory, two sets are equivalent if they contain exactly the same elements.
Küme teorisinde, iki küme tam olarak aynı elemanları içeriyorsa eşdeğerdir.
Equivalent
01
eşdeğer, denk
a person or thing equal to another in value or measure or force or effect or significance etc
02
eşdeğer
the atomic weight of an element that has the same combining capacity as a given weight of another element; the standard is 8 for oxygen
Leksikal Ağaç
equivalently
nonequivalent
equivalent
equival
