Entry
01
giriş yeri
a door, path, etc. through which one can enter a building or place
Dialect
American
American
Örnekler
The main entry to the museum is through the glass doors.
Müzenin ana girişi cam kapılardan geçmektedir.
They blocked the entry to the park during the event.
Etkinlik sırasında parkın girişini kapattılar.
02
giriş
the act of entering
03
madde başlığı, girdi
an item that is written in a book, dictionary, list, etc. or a piece of information that is entered on a computer database
Örnekler
The dictionary 's latest edition includes a new entry for " selfie. "
Sözlüğün son baskısı, "selfie" için yeni bir girdi içeriyor.
She made an entry in her journal about the day's events.
Günün olayları hakkında günlüğüne bir kayıt yaptı.
04
giriş, başlangıç
the act of beginning something new
05
kayıt, giriş
a written record of a commercial transaction
06
giriş, katılım
something (manuscripts or architectural plans and models or estimates or works of art of all genres etc.) submitted for the judgment of others (as in a competition)
Leksikal Ağaç
reentry
entry
