eminence
e
ˈɛ
e
mi
me
nence
nəns
nens
British pronunciation
/ˈɛmɪnəns/

"eminence"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Eminence
01

yüksek mevkilik

a significantly high level of status or influence within a particular field
example
Örnekler
She has reached eminence as one of the most influential figures in modern art history.
O, modern sanat tarihinin en etkili figürlerinden biri olarak üstünlük seviyesine ulaştı.
Only a small handful of scholars have achieved eminence in more than one discipline.
Sadece bir avuç dolusu bilim insanı birden fazla disiplinde öne çıkmayı başarmıştır.
02

çıkıntı

(anatomy) a projecting part, swelling, or raised area on a bone or other body structure
example
Örnekler
Surgeons had to shave down the bony eminence that was protruding painfully from the man's ankle joint.
Cerrahlar, adamın ayak bileği ekleminden ağrılı bir şekilde çıkan kemikli çıkıntıyı törpülemek zorunda kaldı.
Radiographs showed an enlarged olecranon eminence where the elbow had been fractured years prior.
Radyograflar, yıllar önce dirseğin kırıldığı yerde büyümüş bir çıkıntı olekranon gösterdi.
03

yücelik, kraliyet moru

a shade of purple that is rich, deep, and regal in appearance
example
Örnekler
The eminence of the royal robes was accentuated by the deep purple color chosen for the fabric.
Kraliyet giysilerinin yüceliği, kumaş için seçilen derin mor renk ile vurgulandı.
04

yüce kişi, seçkin şahsiyet

an important or distinguished person, often recognized for their influence or achievements
example
Örnekler
The conference was attended by several eminences in the field of international relations.
Konferansa uluslararası ilişkiler alanında birkaç önde gelen isim katıldı.
The panel included eminences from various disciplines, providing diverse insights.
Panel, çeşitli disiplinlerden önde gelen kişileri içeriyordu ve çeşitli bakış açıları sunuyordu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store