Ecstasy
Örnekler
The breathtaking sunset over the ocean filled her with a sense of ecstasy, as she marveled at the beauty of nature.
Okyanus üzerindeki nefes kesici gün batımı, doğanın güzelliğine hayran kalırken onu bir coşku duygusuyla doldurdu.
Achieving a lifelong dream brought him to a state of ecstasy, with a profound sense of fulfillment.
Bir ömür boyu süren bir hayali gerçekleştirmek onu bir coşku durumuna getirdi, derin bir başarı duygusuyla.
02
kendinden geçme
a trance-like or frenzied state of intense emotion or spiritual exaltation, often associated with mystical or religious experience and self-transcendence
Örnekler
The saint was said to fall into ecstasy during prayer.
Azizin dua sırasında vecd haline düştüğü söylenirdi.
Religious devotees entered states of ecstasy through chanting.
Dindar müritler, ilahi söyleyerek vecd hallerine girdiler.
03
ekstazi, ecstasy
a synthetic drug that produces feelings of euphoria and heightened perception
Örnekler
The police seized several tablets of ecstasy at the club.
Polis kulüpte birkaç ecstasy hapına el koydu.
Ecstasy use can lead to dehydration and heart problems.
Ekstazi kullanımı dehidrasyona ve kalp problemlerine yol açabilir.
