to drag on
[phrase form: drag]
01
beklenenden daha uzun sürmek
to continue for an extended or tedious period, often with no clear resolution or conclusion
Intransitive
Örnekler
The meeting seemed to drag on for hours without reaching any decisive outcomes.
Toplantı, herhangi bir kesin sonuca ulaşmadan saatlerce sürünüyor gibi görünüyordu.
The conflict between the two parties began to drag on, causing increasing frustration for both sides.
İki taraf arasındaki çatışma uzadıkça uzadı, her iki taraf için artan bir hayal kırıklığına neden oldu.



























