diplomatically
01
diplomatik olarak
in a way that concerns the formal conduct of relations between countries or governments
Örnekler
The president responded diplomatically to the foreign minister's criticism.
Başkan, dışişleri bakanının eleştirilerine diplomatik bir şekilde yanıt verdi.
They handled the border dispute diplomatically to avoid escalating tensions.
Gerginlikleri tırmandırmaktan kaçınmak için sınır anlaşmazlığını diplomatik bir şekilde ele aldılar.
1.1
diplomatik bir şekilde
in a tactful, discreet, or careful way, so as not to offend or create conflict
Örnekler
He diplomatically avoided commenting on her performance.
O, performansı hakkında yorum yapmaktan diplomatik bir şekilde kaçındı.
She diplomatically changed the subject when politics came up.
Siyaset gündeme geldiğinde konuyu diplomatik bir şekilde değiştirdi.
Leksikal Ağaç
undiplomatically
diplomatically
diplomatical
diplomat



























