dehydrated
01
kurutulmuş
having had the natural moisture removed for preservation or storage purposes
Örnekler
The dehydrated fruits were lightweight and easy to pack for hiking trips.
Kurutulmuş meyveler hafifti ve yürüyüş gezileri için paketlemesi kolaydı.
She made dehydrated jerky by removing moisture from the meat.
O, etten nemi çıkararak kurutulmuş et yaptı.
02
susuz
characterized by a state of excessive fluid loss or insufficient hydration, often leading to discomfort, weakness, and complications
Örnekler
After the intense workout, he felt dehydrated, experiencing muscle cramps and dizziness.
Yoğun antrenmandan sonra, kas krampları ve baş dönmesi yaşayarak susuz kalmış hissetti.
Dehydrated individuals may exhibit signs of lethargy, dry mouth, and decreased urine output.
Susuz kalmış bireyler, uyuşukluk, ağız kuruluğu ve idrar çıkışında azalma belirtileri gösterebilir.
Leksikal Ağaç
dehydrated
hydrated
hydrate



























