to debut
01
ilk defa halkın karşısına çıkmak
to introduce something or someone to the public for the first time
Transitive: to debut a piece or product
Örnekler
The singer debuts her new song at the music festival.
Şarkıcı, müzik festivalinde yeni şarkısını ilk kez seslendiriyor.
The author debuts her novel at the book launch event.
Yazar, kitap lansman etkinliğinde romanını tanıtıyor.
02
ilk defa halkın karşısına çıkmak
to appear or be presented in public for the first time
Intransitive
Örnekler
She debuted as the lead singer at the concert last night.
Dün geceki konserde solist olarak debut yaptı.
The actor debuted in his first movie role at the young age of 18.
Aktör, ilk film rolüne 18 yaşında genç bir yaşta başladı.
03
ilk kez tanıtmak, çıkış yapmak
to appear for the first time, especially when introduced to the public or released
Intransitive
Örnekler
The new smartphone debuted last week, offering cutting-edge features.
Yeni akıllı telefon geçen hafta piyasaya çıktı, en son teknoloji özellikler sunuyor.
The product will debut in stores next month, generating a lot of excitement.
Ürün önümüzdeki ay mağazalarda ilk kez görücüye çıkacak ve büyük bir heyecan yaratacak.
Debut
01
başlangıç
the act of beginning something new
02
sosyeteye ilk tanıtılış
the presentation of a debutante in society
