Culture
01
kültür
the general beliefs, customs, and lifestyles of a specific society
Örnekler
In Japanese culture, it's customary to bow when greeting someone.
Japon kültüründe, birini selamlarken eğilmek adettendir.
In my culture, we celebrate New Year with fireworks and a big feast.
Benim kültürümde, Yeni Yılı havai fişekler ve büyük bir ziyafetle kutlarız.
02
kültür
the ways of thinking and behaving that identify a certain social group or organization
03
kültür
a particular society at a particular time and place
04
kültür
the tastes in art and manners that are favored by a social group
05
kültür, hücre kültürü
the process of growing cells, tissues, or organisms in an artificial environment with controlled conditions such as temperature, nutrients, and pH
Örnekler
Microbiologists use agar plates to culture bacteria for studying their growth and characteristics.
Mikrobiyologlar, bakterilerin büyümesini ve özelliklerini incelemek için agar plakalarını kültür yapmak için kullanır.
Tissue culture techniques are employed in laboratories to grow plant cells for agricultural research and biotechnology applications.
Doku kültürü teknikleri, tarımsal araştırma ve biyoteknoloji uygulamaları için bitki hücrelerini yetiştirmek üzere laboratuvarlarda kullanılır.
06
kültür, yetiştirme
the raising of plants or animals
07
kültür, mükemmellik
a highly developed state of perfection; having a flawless or impeccable quality
to culture
01
yetiştirmek, büyütmek
grow in a special preparation
Leksikal Ağaç
acculturate
cultural
monoculture
culture
