conciliatory
01
barıştırıcı
meaning to end a dispute or to stop or lessen someone's anger
Örnekler
The manager made a conciliatory gesture to ease the tension between the teams.
Yönetici, ekipler arasındaki gerginliği hafifletmek için uzlaştırıcı bir jest yaptı.
Her conciliatory remarks helped to calm the heated discussion.
Onun uzlaştırıcı sözleri, hararetli tartışmayı yatıştırmaya yardımcı oldu.
Leksikal Ağaç
conciliatory
conciliate
concili



























