to circumscribe
01
kısıtlamak
to limit the power, freedom, or activity of something to a set of boundaries
Transitive: to circumscribe freedoms or activities
Örnekler
New regulations will circumscribe the use of personal data by tech companies.
Yeni düzenlemeler, teknoloji şirketlerinin kişisel verileri kullanımını sınırlandıracak.
They are currently circumscribing the powers of the regulatory agency to prevent abuse.
Şu anda düzenleyici kurumun yetkilerini kötüye kullanımı önlemek için sınırlandırıyorlar.
02
etrafına daire çizmek
to draw a line around something
Transitive: to circumscribe sth
Örnekler
In their study, participants were told to circumscribe objects on paper without looking at what they were drawing.
Çalışmalarında, katılımcılardan çizdiklerine bakmadan kağıt üzerinde nesneleri çevrelemeleri istendi.
Students were asked to circumscribe several shapes on their paper without lifting their pencils.
Öğrencilerden kalemlerini kaldırmadan kağıtlarına birkaç şekil çevrelemeleri istendi.
03
çevrelemek, sınırlandırmak
to draw a shape around another so that it touches the inner shape at specific points without overlapping or cutting through it
Transitive: to circumscribe a geometric shape
Örnekler
The artist circumscribed a circle around the star to create a new design.
Sanatçı, yeni bir tasarım oluşturmak için yıldızın etrafına bir daire çevreledi.
He circumscribed a square around the circle for the geometric diagram.
Geometrik diyagram için dairenin etrafına bir kare çevreledi.
Leksikal Ağaç
circumscribed
circumscribe



























