to cast away
[phrase form: cast]
01
atmak, uzaklaştırmak
to throw an object out intentionally
Örnekler
We need to cast away the old files to make space for new ones.
Yeni dosyalar için yer açmak için eski dosyaları atmalıyız.
The company had to cast away the defective products.
Şirket, kusurlu ürünleri atmak zorunda kaldı.
02
reddetmek, uzaklaştırmak
to deliberately reject or remove someone from one's life and stop associating with them
Örnekler
After the argument, she cast away her long-time friend, deciding that their relationship was no longer beneficial.
Tartışmadan sonra, uzun zamandır arkadaşı olan kişiyi reddetti, ilişkilerinin artık faydalı olmadığına karar verdi.
The prince was cast away from the kingdom after being accused of treason, forced to live in exile.
Prens, vatana ihanetle suçlandıktan sonra krallıktan kovuldu ve sürgünde yaşamaya zorlandı.
03
bırakmak, terk etmek
to deliberately let go of something
Örnekler
It 's time to cast away the habits that are holding you back.
Seni geride tutan alışkanlıkları bırakma zamanı geldi.
fter years of therapy, he was finally able to cast away his deep-seated fears and anxieties.
Yıllar süren terapi sonrasında, nihayet kökleşmiş korkularından ve kaygılarından kurtulabildi.



























