Caliber
01
derece
the quality, level, or degree of someone's abilities, character, or performance in a particular field or activity
Örnekler
The athlete 's performance on the field demonstrated his high caliber as a player.
Atletin sahadaki performansı, bir oyuncu olarak yüksek kalibresini gösterdi.
The company only hires employees of the highest caliber to maintain its reputation for excellence.
Şirket, mükemmellik itibarını korumak için yalnızca en yüksek seviyede çalışanları işe alır.
02
kalibre, çap
diameter of a tube or gun barrel



























