built-up
01
yerleşik, iskan edilmiş
peopled with settlers
02
yoğun yapılaşmış, yapılaşmış
(of an area or place) having many buildings, roads, and other structures
Örnekler
The city is densely built-up with high-rise buildings.
Şehir, gökdelenlerle yoğun bir şekilde yapılaşmış durumda.
The neighborhood is more built-up now compared to a few years ago.
Mahalle, birkaç yıl öncesine göre şimdi daha yapılaşmış.



























