dissimilarly
01
farklı şekilde, benzer olmayan bir şekilde
in a way that is not similar or alike
Örnekler
Despite being twins, their personalities developed dissimilarly.
İkiz olmalarına rağmen, kişilikleri farklı şekilde gelişti.
The two cases were handled dissimilarly by the legal system.
İki dava, yargı sistemi tarafından farklı şekillerde ele alındı.
Leksikal Ağaç
dissimilarly
similarly
similar



























