deep-pocketed
01
derin cepli, büyük mali kaynaklara sahip
having a lot of money or significant financial resources
Örnekler
The company attracted investors because it was backed by deep-pocketed individuals.
Şirket, derin cepli bireyler tarafından desteklendiği için yatırımcıları cezbetti.
The deep-pocketed investor bought the historic mansion without hesitation.
Derin cepli yatırımcı, tarihi köşkü tereddüt etmeden satın aldı.



























