towards
Örnekler
They walked towards the park to enjoy the sunny weather.
The ship sailed towards the horizon, disappearing from sight.
02
doğru, amacıyla
with the purpose of achieving something
Örnekler
She is working diligently toward her promotion.
O, terfisi için gayretle çalışıyor.
The company is taking steps toward expanding into international markets.
Şirket, uluslararası pazarlara genişleme doğru adımlar atıyor.
03
karşı, yönelik
used to indicate a person's attitude, opinion, or behavior regarding someone or something
Dialect
British
BritishÖrnekler
She has always been sympathetic towards those in need.
O, ihtiyacı olanlara karşı her zaman sempatik olmuştur.
I noticed a change in her behavior towards him after they had an argument.
Tartışmalarından sonra onun davranışında ona karşı bir değişiklik fark ettim.
04
doğru, yaklaşırken
used to indicate proximity in time
Örnekler
The project deadline is toward the end of the month.
Projenin son teslim tarihi ayın sonuna doğru.
We're heading toward summer, and the days are getting longer.
Yaza doğru ilerliyoruz ve günler uzuyor.
05
doğru, yönünde
used to indicate a transition or progression from one state or condition to another
Örnekler
The educational system is moving towards a more student-centered approach.
Eğitim sistemi, öğrenci merkezli bir yaklaşıma doğru ilerliyor.
The town is evolving towards a more sustainable and eco-friendly community.
Kasaba, daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir topluluğa doğru evriliyor.
