to come through with
/kˈʌm θɹˈuː wɪð/
/kˈʌm θɹˈuː wɪð/
to come through with
[phrase form: come]
01
söz verdiği gibi yerine getirmek, beklendiği gibi sağlamak
to deliver or provide something as promised or expected
Örnekler
She promised to bring dessert to the party, and she came through with a delicious homemade cake.
Partiye tatlı getireceğine söz vermişti ve lezzetli bir ev yapımı pasta ile sözünü tuttu.
We were running out of time, but our team member came through with the necessary documents just in time.
Zamanımız tükeniyordu, ancak takım üyemiz tam zamanında gerekli belgeleri sağladı.
