to come from
[phrase form: come]
01
bir yere ait olmak
to have been born in a specific place
Örnekler
I come from a small village in the mountains.
Dağlardaki küçük bir köyden geliyorum.
Many students in the class come from different countries around the world.
Sınıftaki birçok öğrenci dünyanın farklı ülkelerinden geliyor.
02
gelmek, kaynaklanmak
(of something) to originate from a particular place
Örnekler
The inspiration for his artwork comes from nature.
Sanat eserinin ilhamı doğadan gelir.
The tradition of storytelling comes from ancient cultures.
Hikaye anlatma geleneği, eski kültürlerden gelir.
