to fade in
[phrase form: fade]
01
yavaşça belirmek, açılış geçişi
to improve and increase the clarity of an image or movie
Örnekler
The graphic designer suggested fading in the company logo at the beginning of the video to make a subtle and professional impact.
Grafik tasarımcı, şirket logosunun videonun başında yavaşça belirmesini önererek ince ve profesyonel bir etki yaratmayı amaçladı.
The editor used a special technique to fade in the next shot, seamlessly connecting two scenes in the film.
Editör, filmin iki sahnesini sorunsuz bir şekilde bağlamak için bir sonraki çekimi yavaşça belirmek için özel bir teknik kullandı.
02
yavaş yavaş belirmek, açılmak
(of a picture or movie) to become gradually brighter so that one can see it clearly
Örnekler
As the lights in the theater dimmed, the opening scene of the play began to fade in.
Tiyatrodaki ışıklar karardıkça, oyunun açılış sahnesi yavaş yavaş belirmeye başladı.
The scene starts in complete darkness, and then a soft, melodic tune fades in, accompanying the emotional dialogue between the characters.
Sahne tam bir karanlıkta başlar ve ardından karakterler arasındaki duygusal diyaloğa eşlik eden yumuşak, melodik bir melodi yavaşça belirir.
03
yavaşça belirmek, yavaşça duyulmaya başlamak
(of a sound) to become gradually louder so that one can hear it clearly
Örnekler
As the audiobook chapter commenced, the narrator 's voice did n't start abruptly; it faded in, easing the listener into the story.
Sesli kitap bölümü başladığında, anlatıcının sesi aniden başlamadı; yavaşça yükseldi, dinleyiciyi hikayeye yavaşça soktu.
The live band 's performance started with a quiet melody that gradually faded in, building anticipation among the audience.
Canlı grubun performansı, seyirciler arasında beklenti oluşturan, yavaş yavaş duyulmaya başlayan sessiz bir melodi ile başladı.
04
yavaş yavaş artırmak, kademeli olarak eklemek
to improve and increase the quality of a song or sound
Örnekler
The producer decided to fade in the sound of crashing waves in the film's opening sequence to create a serene and immersive experience.
Yapımcı, huzurlu ve sürükleyici bir deneyim yaratmak için filmin açılış sekansında çarpan dalgaların sesini yavaşça artırmaya karar verdi.
During the live concert, the sound technician smoothly faded in the singer's microphone to avoid any sudden audio bursts.
Canlı konser sırasında, ses teknisyeni şarkıcının mikrofonunu ani ses patlamalarını önlemek için yavaşça fade in yaptı.



























