to see out
[phrase form: see]
01
sonuna kadar devam etmek, tamamlamak
to continue with a task or obligation until it reaches its completion
Transitive: to see out a task or obligation
Örnekler
He decided to see out the project despite facing challenges along the way.
Yol boyunca zorluklarla karşılaşmasına rağmen projeyi sonuna kadar götürmeye karar verdi.
The marathon runner was determined to see the race out, no matter how tired he felt.
Maraton koşucusu, ne kadar yorgun hissederse hissetsin, yarışı sonuna kadar götürmeye kararlıydı.
02
kapıya kadar eşlik etmek, uğurlamak
to accompany someone to the exit when they are departing
Transitive: to see out sb
Örnekler
He saw out the guests to the front door after the party.
O, partiden sonra misafirleri ön kapıya kadar uğurladı.
The host always sees out visitors when they're leaving his home.
Ev sahibi, misafirler evinden ayrılırken onları her zaman uğurlar.
