to drop around
/dɹˈɑːp ɐɹˈaʊnd/
/dɹˈɒp ɐɹˈaʊnd/
drop roundto drop around
[phrase form: drop]
01
uğramak, bir uğrayıvermek
to visit someone casually or unexpectedly
Örnekler
Feel free to drop around anytime you're in the neighborhood; we'd love to catch up.
Mahalledeyken uğramaktan çekinme; seninle hasret gidermek isteriz.
I 'll drop around your office later to discuss the project in more detail.
Projeyi daha detaylı tartışmak için ofisinize uğrayacağım (drop around).
02
uğrayıp bırakmak, getirip bırakmak
to deliver something, typically a small item or message, to a person or location
Örnekler
The neighbor kindly offered to drop around a plate of cookies as a welcoming gesture.
Komşu, hoş bir jest olarak bir tabak kurabiye bırakmayı teklif etti.
I 'll drop around the documents to your office later this afternoon.
Belgeleri ofisine bırakacağım bu öğleden sonra.
