to sleep on
[phrase form: sleep]
01
kararı başka zamana bırakmak
to postpone making a decision until the next day or a later time, often to think about it more
Transitive
Örnekler
Rather than rushing into an agreement, they decided to sleep on the partnership offer and reconvene later.
Bir anlaşmaya acele etmek yerine, ortaklık teklifi üzerine düşünmek için zaman ayırmaya ve daha sonra tekrar bir araya gelmeye karar verdiler.
The team leader recommended sleeping on the new project proposal before giving a definitive answer.
Takım lideri, kesin bir cevap vermeden önce yeni proje teklifi üzerinde düşünmek için zaman tanımayı önerdi.
02
görmezden gelmek, küçümsemek
to ignore or undervalue someone or something
SlangÖrnekler
People are really sleeping on that restaurant down the street.
İnsanlar gerçekten o caddenin sonundaki restoranı hafife alıyor.
Do n't sleep on her; she's one of the best players on the team.
Onu hafife alma ; o takımın en iyi oyuncularından biridir.
