
Ara
to fall in with
[phrase form: fall]
01
karara varmak
to agree to something, such as an idea, suggestion, etc.
Transitive
Example
Sarah decided to fall in with her friend's proposal to start a book club.
Sarah, bir kitap kulübü kurma önerisine uyum sağlamaya karar verdi.
The team quickly fell in with the new strategy presented by the coach.
Takım, antrenör tarafından sunulan yeni stratejiye hızla katıldı.
02
bir gruba katılmak, bir grupla kaynaşmak
to join a group of people
Example
After wandering alone at the event, Alex decided to fall in with a friendly crowd.
Etkinlikte yalnız dolaştıktan sonra, Alex bir grupla kaynaşmaya karar verdi.
As the parade passed by, Tom fell in with a group of spectators to enjoy the festivities.
Geçit töreni geçerken, Tom festivalleri kutlamak için bir gruba katıldı.

Yakın Kelimeler