
Ara
to yield up
[phrase form: yield]
01
teslim olmak, boyun eğmek
to surrender, typically under pressure or force applied by external factors
Example
Facing public backlash, the corporation had to yield up on the controversial product launch.
Kamu tepkisiyle karşılaşan şirket, tartışmalı ürün lansmanında teslim olmak zorunda kaldı.
The environmentalists urged the industrialists to yield up harmful practices for the sake of the planet.
Çevreciler, sanayicileri gezegenin iyiliği için zararlı uygulamalara teslim olmaya/boyun eğmeye çağırdılar.
02
açığa çıkarmak, ortaya koymak
to reveal something that is hidden or kept as a secret
Example
The long-lost manuscript yielded up a literary masterpiece after careful restoration.
Uzun zamandır kayıp olan el yazması, dikkatli bir restorasyondan sonra bir edebi şaheseri açığa çıkardı.
The legal investigation diligently yielded up the details of the financial fraud.
Hukuki soruşturma titizlikle mali dolandırıcılığın detaylarını açığa çıkardı.