Wanton
01
şehvetli kadın, ahlaksız kadın
lewd or lascivious woman
to wanton
01
son derece acımasız ve vahşice davranmak, aşırı zalimce ve vahşice hareket etmek
behave extremely cruelly and brutally
02
şehvetle oynamak, flört etmek
engage in amorous play
03
savurganlaşmak; lüks içinde şımartmak (kendini), aşırıya kaçmak; lükse dalmak
become extravagant; indulge (oneself) luxuriously
04
savurganca harcamak, boşa harcamak
spend wastefully
05
zaman harcamak, boş boş oturmak
waste time; spend one's time idly or inefficiently
06
kaygısız veya şehvetli bir yaşam tarzı sürdürmek, kaygısız veya şehvetli bir şekilde yaşamak
indulge in a carefree or voluptuous way of life
wanton
01
iffetsiz
free and careless in sexual actions or behaviors
Örnekler
Some movies of the era were banned due to their portrayal of wanton relationships.
Dönemin bazı filmleri, ahlaksız ilişkilerin tasviri nedeniyle yasaklandı.
Gossip about her wanton escapades spread quickly through the small town.
Onun ahlaksız kaçamakları hakkındaki dedikodular küçük kasabada hızla yayıldı.
02
sebepsiz
describing actions that are done recklessly or without justification
Örnekler
The wanton destruction of the city's historical sites angered many residents.
Şehrin tarihi yerlerinin amaçsız yıkımı birçok sakini öfkelendirdi.
The sudden and wanton changes to the company's policies left many employees frustrated and confused.
Şirketin politikalarındaki ani ve amaçsız değişiklikler birçok çalışanı hayal kırıklığına uğrattı ve kafasını karıştırdı.



























