to tip off
[phrase form: tip]
01
gizlice bilgi vermek, ihbarda bulunmak
to discreetly share important information or advice with someone to help them take action or avoid a problem
Örnekler
He decided to tip the police off about the illegal activity.
Yasadışı faaliyet hakkında polise ihbarda bulunmaya karar verdi.
Let 's tip off the boss about the potential issues with the project.
Patrona projeyle ilgili olası sorunlar hakkında haber verelim.
02
hava atışı yapmak, oyunu başlatmak
(in basketball) to start the game by throwing the ball into the air between two opposing players
Örnekler
The game will tip off at 7 PM sharp.
Maç tam 19:00'da hava atışı ile başlayacak.
The center players tip off to begin the first quarter.
Orta oyuncular ilk çeyreği başlatmak için hava atışı yapar.
03
başlamak, başlatmak
(of a sports match) to start
Örnekler
As soon as the signal was given, the cricket match tipped off with the bowler's delivery.
Sinyal verilir verilmez, kriket maçı bowler'ın atışıyla başladı.
They were nervous but ready when the final game of the season tipped off.
Sezonun son maçı başladığında gergin ama hazırlardı.
04
boşaltmak, bir dikişte bitirmek
to empty a container of liquor by tilting it and drinking until it is completely consumed
Örnekler
After a long day, he tipped off his glass of whiskey and finished it in one go.
Uzun bir günün ardından, bardağındaki viskiyi devirip bir dikişte bitirdi.
In the old tavern, patrons would often tip off their mugs of ale to quench their thirst.
Eski meyhanede, müşteriler susuzluklarını gidermek için sık sık biralarını içip bitirirlerdi.
