to tamp down
[phrase form: tamp]
01
azaltmak, hafifletmek
to reduce the intensity or force of something
Örnekler
The firefighter worked to tamp down the flames with a fire extinguisher.
İtfaiyeci, bir yangın söndürücü ile alevleri azaltmaya çalıştı.
The mayor 's speech aimed to tamp down concerns about the recent increase in crime.
Belediye başkanının konuşması, son zamanlardaki suç artışına ilişkin endişeleri yatıştırmayı amaçlıyordu.
02
to press something down firmly and tightly
Örnekler
She tamped down the soil around the roots of the new plant.
The worker tamped down the gravel to create a solid base for the pavement.
